Kardeşimle birlikte Viyana’dan 3 saatlik bir
otobüs yolculuğu ile varıyoruz Budapeşte’ye.
Yanımızda kardeşimin üniversiteden iki arkadaşı var. Macaristan’ı daha
önce gezdikleri için şehri önceden
çalışmamıza gerek kalmıyor. Rehberimizle
birlikte gezmenin tadını çıkarıcaz :)
Maceaistan Avrupa
birliğinde olmasına rağmen kendi para birimi olan forint'i kullanılıyor. Bupapeşte’de
ilk şoku gereğinden fazla euro’yu Macaristan parası olan forint’e
çevirdiğimizde yaşadık. Macaristan aslında ucuz bir ülke, Avrupa’nın göbeğinde
olmasına rağmen diğer Avrupa ülkeleri gibi pahalı bir yer değil ama paramızın
yarısını terminaldeki yüksek kurdan çevirince gezimiz bize hiçte ucuza malomadı. Paralarımızın
diğer yarısını şehir merkezindeki bir döviz ofisinde çevirdiğimizde bunu daha
iyi anlıyoruz tabii ama iş işten geçmiş oluyor.
İkinci şok ise
dil konusunda yaşanıyor. İngilizce bilen yok. Bize rehberlik yapan kişi ingilizce hariç 6 dil
biliyor ama kimse hiçbirini anlamıyor. Terminalden şehir merkezine gidebilmek için yarım
saat kadar debeleniyoruz. Sonra bir şekilde
merkeze gittik ama nasıl oldu inanın
hiçbir fikrim yok. Neyse ki metro hattında İngilizce ulaşım haritası
olduğu için daha sonra sıkıntı çekmedik.
Bir diğer
saçmalıkta olan Viyana’dan Aerobos ile Macaristan’a kişi başı 9 euro ya gelip
18 eurora’ya geri dönmemiz. Ayrıca Avrupa’da okuduğuma dair herhangi bir belgem
olmadığı için bana 25 euro. Evet böyle bir saçmalık var, giderken çok ucuz
dönerken 2-3 katı. Otobüste kahvaltı değil su bile verilmiyor. Ön
koltuktaki zenci bebek ile oynaşarak, kardeşimin tedbirli yolculuk çantasından
atıştırarak keyifli bir seyahatin ardından merkezde güzel bir yemek ile merhaba diyoruz
Budapeşte’ye. Yemekten sonra kahvelerimiz elimizde, check-in’lerimiz tamam
:P başlıyoruuuuzzz gezmeye...
Tuna nehrinin iki
kıyısındaki Budin ve Peşte şehirlerinin 1973 yılında birleştiği
Budapeşte’deyiz.
Budapeşte Orta
Avrupa’da bulunana Macaristanın
başkenti, şehrin nüfusu 1,7 milyon civarında, ülke nüfusu 10 milyon. Küçük ve
şirin bir ülke. Kominist dönemiz
izlerinin hala hissedildiği ve dillerini koruyan bir devlet Macaristan. Zaten
terminalde yaşadıklarımızdan sonra bunu hissetmişsinizdir.
Macaristan
1500’lü yıllarda 150 yıl kadar Osmanlı hakimiyetinde kaldığı dönemde ülkenin
dört bir yanına hanlar, hamamlar, camiler yapılmış. 1700’lerde Türklerin
hakimiyetinden çıktıktan sonra Osmanlı eserlerinin çoğu yok edilmiş. Osmanlı eserleri yok
edilsede Budapeşte’nin geneline bakıldığında tarihi doku ve binalar çok iyi
korunmuş denilebilir.
1896 yılından
beri hizmet veren Budapeşte metrosu ilk günkü dokusunu koruyarak hizmet vermeye
devam ediyor. İlk gördüğümüzde biraz yadırgıyoruz aslında Avrupa’nın tamda
göbeğinde bu kadar eski bir metro istasyonu mu olur diye ama onlar tarihi
dokuyu bozmak istemedikleri için ilk metrolarını kullanmaya devam
ediyorlarmış. Her ne kadar nostalji
olsa bile bazen durmayacak veya hareket etmeyecek hissi uyandırıyor ve korkunç
gürültülü. Ulaşım ucuz sayılır. Günlük
sınırsız biniş hakkı olan biletler
metro-tren-tramvay aktarımlarının hepsinde geçerli. Metroda giriş ve çıkışlarda kontroller
biletlerinizi her daim takip ediyorlar.
Nerelere gidilir?
Gallert Tepesi : Gezeceğiniz
şehre tepeden bakma isterseniz en iyi nokta bu tepe. İsmini Macarları hristiyanlık
inancı ile tanıştıran Gallert isimli din adamından alıyor. Tepenin biraz
ilerisinde 1947 yılında Maceristan’ın bağımsızlığı için yaşamını yitirenler
anısına yaptırılmış Özgürlük Anıtı
bulunuyor. Biz anıta kadar gitmedik ama siz isterseniz gidebilirsiniz :)(Buda tarafında)
Budapeşte
Kalesi : Kale Buda yakasında tepede, yukarıya çıkmak
için eteklerdeki merdivenleri veya finiküleri
(coğ-wheel train) kullanabilirsiniz.
1255 yılında Kral Bela tarafından yaptırılan kale Osmanlı saldırıları sırasında
yıkılmış fakat daha sonra yeniden inşa edilmiş. Her şey aslına uygun yapılmış.
Kale UNESCO tarafından Dünya kültür mirası listesinde ve koruma altında.
Szent Matthias Kilisesi: 1015 te Meryem Ana adına yaptırılmış.
Osmanlı hakimiyeti sorasında 150 yıl boyunca cami olarak kullanılmış.
Szecsenyi Lanchid / Zincirli köprü : 1839-1849 yılları arasında yapılmış şehrin
ilk köprüsü, aslanlı köprü olarakta biliniyor. Budapeşte denilince akla gelen
ilk objelerden biri aynı zamanda. 2. Dünya savaşı sırasında yıkılınca 1949
yılında orjinaline sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş. Gece aydınlatmaları
ile şehrin masalsı silüetini oluşturuyor..
Hösök Tere / Kahramanlar Meydanı : Mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Meydan 1896 yılında, Macarların bölgeye
gelmelerinin 1000. yılı anısına
yaptırılmış. 7 atlı heykel, 7 Macar boyunu temsil ediyormuş. Meydandaki heykeller yarım daire şeklindeki
sütunlar üzerine yerleştirilmiş Macar krallarından oluşuyor. Meydanın ortasında
ise ayaklanmalarda ölenleri temsilen
küçük bir mezar bulunuyor.
Varosliget /Kent korusu : Şehri en
büyük parkı. Vajdahunyad burada bulunuyor. Park kış aylarında buz pateni
olarak hizmet veriyormuş, eğer kışın oradaysanız denenebilir J (peşte
tarafında)
Parlemento Binası: 1884-1902
yılları arasında yapılmıştır. 19. Yüzyılın en görkemli parlemento binalarından
birisiymiş. Tuna kıyısındaki bina büyük ve görkemli kelimelerini kendisine
asilce yakıştırıyor. Büyüleyici gotik bir mimari ile yapılmış ve Macar zenginliğinin
temsiliymiş. Binada 29 merdiven , 10 salon, 691 tane oda bulunuyormuş.
Parlemento çalışırken ziyarete kapalı olduğu için gezemediğimiz binanın giriş
ücreti 8-9 tl. arasındaydı. 800 forint gibi.
Szent Stephen Bazilikası: 1951 yılında inşa edilmiş kilise içinde İsa heykeli olmayan tek kilise
olma özelliğine sahip. İsa heykeli yerine ülkenin kurucusu olan Aziz Stephan’ın
heykeli bulunuyor. Kilisenin içinde Aziz Stephan’ın sağ eli mumyalanmış olarak
sergilendiği bölümü gezebilirsiniz. Kilisenin girişi için herhangi bir ücret
alınmıyor fakat girişte nazik ve dini kıyafetleri içinde bir bey sizden kişi
başı 1 euro bağış yapmanızı istiyor. Kilisenin kubbesine çıkmak ayrıca
ücretlendiriliyor. 3 euro gibi.
Maygar Allami Operahaz / Opera Binası : 1884 yılında yapılmış, 1200 seyirci kapasiteli, aktif olarak
kullanılıyor. Opera severler için güzel bir durak, Avrupa’ nın en iyi operası
olarak gösteriliyormuş.
Vaci Utca Meydanı-Caddesi: Şehrin Bağdat caddesi. Lüksün adresi. Tek Farkı
Trafiğe kapalı olması, cadde boyunca hoş bir yürüyüş, alışveriş
yapabilir veya bir şeyler atıştırabilirsiniz.
Biz neredeyse şehrin tamamını yürüyerek
gezdik, müzelere girmediğimiz için bize 1 gün yetti, müzelerle birlikte Budapeşte
derseniz 2 gün yeter derim.
Ulaşım:
Ulaşım bilgileri için Macarlardan çok
turistlerle iletişim kurmanız zaman kaybınızı önler. Metro biletlerinizi alsa
atmayın, metro çıkışlarında kontroller var.
Biz tuna kıyısında yürümeyi tercih ettik. Yürümeyi sevmeyenler için; nehirdeki
2 saatlik turlar 15tl. civarında.
Buda ve Peşte arasında en kolay ulaşım yolu tramvay.
Yeme-içme:
Biz o gün fast food takıldığımız için yemek konusunda
inanın hiçbir fikrim yok :) Geleneksel içkileri yüksek
alkol oranına sahip Palinka. Tadı pek bir şeye benzemiyor ama isterseniz siz de
bi tadına bakın..
Siz şunları da yapın:
Budapeşte Kaplıcaları ve hamamlarıyla da ünlü bir şehir. Eğer birkaç günlüğüne oradaysanız mutlaka yapılacaklar listesine alınmalı çünkü hamamların hepsinde tarihi doku tamamen korunmuş. Ülkede 1300, Budapeşte'de 90 civarında hamam ve kaplıca varmış.
1 günden fazla oradaysanız mutlaka bir kaç müze gezin.
Paranızı mutlaka şehir merkezinde forint'e çevirin.
Şu da işinize yarayabilir,
foursquare Budapeşte..