13 Şubat 2013

Yalova Termal / Atatürk Köşkü


İstanbul'dan karayolu ile Yalova merkeze kadar ortalama 2 saatte geliyoruz. Bizim gibi yolda aheste takılıp, kahvede içelim onuda yapalım şunu da edelim tarzı baka baka seyr ü sefa gelmiyorsanız trafik yoğunluğu ve feribot kullanımına da bağlı olarak bu süre 1,5 saat'e kadar çekilebilir. Yalova merkezde Termal tabelalarını takip edip çınarlı yoldan yaklaşık 10 km devam ederek samanlık vadisine varıyoruz. Kışın tam ortasında çokta uzaklara gitmeden sıcacık bir şifalı su tatili için Atatürk köşkü'nün de içinde bulunduğu tesislerdeyiz. Doğa ile iç içe , yeşilin tam kucağında, oksijenden baş döndüren , yosun cenneti termal bölgesi.

Atatürk'ün 'su şehri' olarak anılmasını istediği Yalova 19. Yüzyılın sonlarına doğru bu ünvana kavuşmuş sayılır. Bölgede ciddi bir termal turizmi var. Atatürk köşkü kaldığımız odanın tamda karşısında, tam karşısında derken baya yakın yani :) köşkü belirli ziyaret saatlerinde rehber ile gezmek mümkün. Bizde nasıl olsa 10 adım kadar yakınımızda diyerek köşke daha sonra gitmeye karar veriyoruz.


Çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgiye göre Helen-Roma döneminde dağ köylerindeki yeraltı kaynaklarından yeryüzüne çıkan buhar nedeniyle yeraltı tanrısının bu vadide yaşadığına inanıldığına dair rivayetler varmış..

Eşyalarımızı odaya bırakıp önce karnımızı doyurmak için restauranta gidip ardından da ufff çok yedik diyerek yürüyüşe çıkmaya karar veriyoruz. Öğle yemeği tesisin oda başı fiyatlarına dahil değil fakat makul denilebilecek rakamlarda.

Etrafta bir sürü irili ufaklı otel var. Köy meydanını andıran merkez oldukça hareketli. Yorgunluk atmak, arınmak ve dingin bir tatil için seçilmiş saklı bir vadi de olsanız bile üzerinde gazino ve disco yazan mekanlar bile var. Neyse ki gecenin dinginliğini bozacak tek ses gelmiyor ilerleyen saatlerde.

Yürüyüşümüzü tamamlayıp artık mineralli sulara cup cup yapmanın , küvete yatıp mayışma anlarının tamda zamanı. Bu tür şifalı sularda 21 banyo yapılması gibi rivayetler var ama zaman yok. Keyif insanı olarak ayy kitabım yanımda olsun, telefonumda surda dursun, çayım başucumda, su şifalıda olsa köpüksüz olmaz abi durumlarından biraz vakit kaybetsemde sonuçta suyun ağırlığı ve mineralle birlikte bol oksijen çarpması sonucu serseme dönerek gülücükler saçmaya başlıyorum. Sefa faslından sonra mayışmayarımı üstümden atınca eşimle birlikte akşam yemeği , sonrasında   bilardo oynamaya başlıyoruz. Oyun fazla sürmüyor,  3 topta hazır 1 sayı öndeyken zirvede bırakmak gerek diyerek oyunu bitiriyorum :)) tabi su şifalı olunca yine kendimi buluyorum suda :) ardından da Termal su kendinizi mayışmış hissettirdiğinden deliksiz uyku modu.. Kaplıca tatilleri aslında tam olarak yeme, içme, yatma dolayısıyla dinlenme tatilleri.. Deniz yada kar tatilleri gibi yorgunluk tatili değil.. (gerçi havuza girip çıkmaktan biraz yorgun düşüyoruz  :) )


2, gün: Kahvaltıdan sonra yağmur bastırana kadar kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Bir kaç noktada suyu vücudun belli bölgelerine iyi geldiği söylenen çeşmeler var. Mide suyu, ayak suyu, göz suyu gibi. Mide suyu içiliyor, midemize iyi gelsin diye kaynağından sıcakken içiyoruz ama  suda sabunumsu bir tat olduğu için pekte hoşuma gitmiyor. Göz suyunun göze sürelmesi, ayak suyu ile de ayakların yıkanması gerekiyormuş. Ben her suyun içileceğini düşünerek göz suyundan içtiğim için bundan sonra üçüncü gözümün açılacağını düşünüyorum :p

Yürüyüşte çevredeki hamamlarıda keşfediyoruz, kısaca bilgi vereyim.
Kurşunlu hamam termal bölgenin en eski hamamı 1800 yıllık bir mimariye sahip ,Fin hamamı olarak tasarlanan hamam günü birlik Ziyarete açık tüm yıl açıkmış. Su ort 60 dereceymiş. Tavanı kurşunla kaplı olduğu için bu ismi almış. Hamam bizans döneminde inşa edilmiş fakat zamanla meydana gelen savaşlar ve doğal afetlerle toprağa gömüşmüş. 1900lü yıllarda 2.Abdülhamit hamamı topraktan çıkartarak restore ettirmiş. yetiskin 21 , 7yasa kadar cocuk 11 lira. Süre 90 dk. Hamam , sauna ve masaj da ort. Masör ve masözler ekstra ücretlendiriliyor.


Sultam hamamı özel hamam kabinleri ile ailelere hizmet veriyormuş. 1 kişi 20, 2 kişi 30 lira. Süre 60 dk.

Valide hamamı sultan Abdulmecit'in annesi için yapılmış. Fiyatları diğerlerine göre daha makul. Kişi başı 12 süre 90 dk.

Otel havuzları dışında konaklamasız günü birlik seyahatler icin termal bölgeye şehir merkezinden dolmuşlar var.



Kahve keyfi için Yaveran köşkündeyiz. Atatürk'te bir zamanlar bu köşkte kaldığı için tuhaf bir duyguya kapılıyorum.

 Ev 3 katlı ve ahşaptan, oldukça yüksek tavanlı, ferah. En alt katında Atatürk'ün kaplıca tedavilerinde kullandığı küçük bir havuz kullanıma kapalı, deformasyonu önlemek için üzeri cam panel ile kaplanmış. 2. Abdülhamit tarafından 1890 yılında annesi için inşa edilmiş. Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk tarafından onarılmış ve Atatürk köşkü yapılana kadar burada kalmış. Atatürk köşkü tamamlanınca da yaver ve yakın arkadaşları tarafından kullanılmış. 2007 yılında milli saraylar daire başkanları tarafından da restore edilip hizmete açılmış.



Yagmur muhalefeti yurumemizi engelleye bilir ama havuza girmemizi aslaa! Hatta yagmurda nasil denize girmek daha keyifliyse havuzda ayni sekilde :) Hava 8/10 derecelerde, havuz açık, dumanı üstünde tüten çorba gibi tütüyor... Hava soğuk, havuz sıcak, yagmur cipil cipil yagiyor, bornozu çıkarıp balıklama atlamak mümkün değil. Atlamak yerine titreyerek havuza girdikten sonra kafanızı suya sokmadığınız sürece üşümeyi bırakın temmuz sıcağında Akdeniz'de havuza giriyor gibi hissedersiniz. Suda 1 saatten fazla kalmanın yarardan çok zararı oluyormuş, haşlanmak gibi :) Şaka bir yana solunum sorunu olanlarda bu süre 50 yaş üstü 15/20 dakika. Kalp hareket halinde olmasanız bile sıcakla hızlanmaya başlıyor,su yoğun olduğu için basınç yapıyor,  bu yüzden kalp ve tansiyon hastalarına önerilmiyor. Havuzdan çıkması ise oldukça kolay, vücut isiniz ve sıcak buhar sizi bir sure idare ediyor. Çıkar çıkmaz bornoza sarıldığınız ve kendinizi koruduğunuz sürece sorun yok.

Tesiste hamam ve sauna mevcut. Havuz ortak kullanım alanı olmasına rağmen hamam ve sauna, bayan ve erkek için ayrılmış. Lobiye her otel ve tesiste olduğu gibi mayo, bikini, şort veya bornoz ile çıkmak yasak. Sauna ve hamam için ekstra bir ücretlendirme yok.

1 saatlik havuz sefasının ardından kabaran deri sanki bin yıldır kese görmemiş gibi: ) vücut hamura döndürülüp ölü derisi atıldıktan sonra minik bir uyku molası iyi geliyor.

Akşam yemeğinin ardından ufak bir havuz sefasına da hayır demiyoruz. Hatta sıcak havuzun içinde soğuk birşeyler yudumlamak oldukça keyifli.

3. gün:Kahvaltının ardından Atatürk köşkünü geziyoruz.

Köşk Cumhuriyetin ilk mimari örnekleri arasında. 1929 yılında mimar Sedat Hakki Eldem tarafından 38 günde yapılmış. İran şahının Türkiye ziyareti için Atatürk tarafından yaptirtilmis. Ziyaretten sonra Atatürk tarafından kullanılmış. Atatürk köşke  7 defa gelmiş ve toplamda  1 yıl kalmış. 2 katli ve ahşap yapı 3 salon ve 11 yatak odasından oluşuyor. Köşkte yemek pişirilmiyor, bodrum katındaki servis mutfağından yemek odasına asansör ile yemek servisi yapılıyormuş.

Yürüyen köşk ile karıştırılmaması gerekir. Rehberden aldığımız bilgiye göre yürüyen köşk Yalova'da deniz kıyısındaki Atatürk köşküymüş.

Akşam yemeğinden sonra kar yağmaya başlıyor, daha önce hiç karda havuza girmemiştim. Çok eğlenceli :) umarım sizde bunu yaşarsınız.



4.gün artık su kuşu olmuş, hafiften yüzgeçlenmeye başlamış, perdeler oluşturmaya yüz tutmuşken artık olayın şifa boyutundan çıkıp havuzda çılgınlar gibi tepinmelerle geçti :) bombalar, balıklamalar, dalmalarla havuzun canını okuduk.

Sudan yorulunca çevremizi tanıyalım diyerek yakın civarı keşfetmeye çıktık.



Su düşen şelalesi'ni de görmeden olmazdı. Termal bölgesine yaklaşık 13km. uzaklıktaki,  6/7. km den sonrası stabilize bir yoldan gidilerek ulaşılıyor şelaleye. Yaklaşık 150mt. yüksekten düşen sular güzel bir doğa manzarası sunuyor. Şelaleden düşen su soğuk ama sanırım yine termal bölgenin etkisinde olduğu için her yer yosun kaplı.



5.gün termal tatilinin bile bir süre sonra yorucu olabileceğine karar veriyoruz. :) Aslında şifa tatili ama hava soğuk olduğu için giyin havuza git, soyun havuza gir, çıkınca üşümemek için apar topar giyin, tekrar hamama git, soyun yıkan, tekrar giyin :) giyin soyun döngüsünün günde 2 havuz , 2 hamam şeklinde olduğunu düşünürsek sanırım birazcık yorulduk :) Yani 5 gün yetiyor :) Şifa tatili bitti, bol mineralli sıcak suların gevşettiği vücudumuzla İstanbul'a dönme vakti.

Valize ne koysam? : sıcak sudan sonra vücudunuzu tamamen gevşetmek için aroma terapi yağları, nem yüksek olduğundan kurumayan çamaşır önlemi olarak yedek mayo, kış aylarında gidiliyorsa havuzdan çıkınca soğuk hava ile şoklanmamak  için bornoz.

Şunlara dikkat edin: sauna, hamam ve sıcak havuzlardan sonra bol sıvı tüketin..

Siz şunu da yapın.
Karaca arboretorumunu  gezin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder