Boğaz manzarası için 3 adres..

İstanbul'daysanız güzel boğaz manzarası olan mekanlar her zaman gidilmek istenen ilk noktadır değil mi? Bazen sadece boğazda olmak yetmez çünkü boğazın büyülü güzelliğine kapılmak için belki biraz gerisinde olmak, biraz tepeden bakmak, dışına çıkmak gerekir. Yakından kör olur ya insanın gözleri, büyük resim anlatır her şeyi..

Günün kahvesi Mırra

Özel bir çekirdeği yok ama yapımı biraz zahmetli. Sıradan kahve çekirdeklerinin dibekte dövülmesinden sonra gümgüm denilen cezvede yarım kilo kadar kahve kaynatılıp süzülüyormuş ve bu işlem bir kaç defa tekrarlanıyormuş. Elde edilen sıvı şişelenip ikram edilmeye hazır hale geliyormuş. Servisi yeniden ısıtılarak yapılır. Kahve yaparken 'yemenden mi geldi' diye nerede kaldı bu kahveler anlamına gelen yakınma da belki buradan geliyordur kim bilir? Zahmetli iş sonuçta..

Bayramların geleneksel içeceği, özel günlerin ve misafirlerin karşılanmasına her zaman eşlik ediyormuş. Aslında Dhabi ve Dubai de gittiğimiz otellerde hurma ve mırra ile karşılandığımızda anlamıştık bunu.

Abu dhabi hurması

Ramazan ayının olmazsa olmazı, palmiyegil familyasının meyvesidir. Orta doğu topraklarının kuru yemişi hurma ülkemizde sadece Ramazan da hatırlanırken burada günlük hayatta ikramlık olarak da sunuluyor. Üstelik 'meclul' diye bir türü var ki tadımlık değil doyumluk :)

Amsterdam rüyası

Avrupa seyahatimizin 2.durağı için uçuşumuz 1,5 saat kadar sürüyor. Alp dağlarının yolun bir kısmında heybeti ile görsel olarak bizi oyalaması dışında uçuş tam bir facia. Bu uçuşa kadar KLM'i iyi bir hava yolu şirketi olarak bilirdim. Şehirler arası otobüs firmaları bile daha konforluydu. Comfort class uçmamıza rağmen kendimi double ekonomi hissettiğim bir yolculuk. 20 yaşındaki uçak ve ani manevraları ile yol boyu kalbimiz ağzımızda gitmemize sebep olan pilotta cabası. Derin bir ohh çekerek iniyorum Sciphol hava limanına.

Roma 3.gün Villa Boughese, Roma sokakları ve genel bilgiler

2.gün.. 3.gün şehrin tadını çıkarma vakti.. Kahvaltıdan sonra açık havada güzel bir yürüyüş yapabileceğimiz Villa Borghese parkına gidiyoruz. İçinde bir çok havuzun, irili ufaklı heykellerin olduğu, yürüme ve bisiklet yolları bulunan, hayvanat bahçesi ve şirin cafeleri ile kocaman bir park burası. Yemyeşil bir orman. İsterseniz 4 kişilik bisikletler ile de gezebileceğiniz park oldukça keyifli.. Kahvaltı için buraya gelinebilirmiş mesela.. Olmadı kitabını, kahveni al gel.. Biçilmiş kaftan.. 

Gökyüzüne uzanıyor hissi veren ağaçları görsel olarak güzel ama güneşi kesmemeleri kötü, güneşli havada yürümesi biraz zor. Çamın farklı bir cinsi de olabilir, benim yorumuma göre ise budama şekillerinden böyle uzayıp gitmiş, göğe merdiven kurmuşlar çam ağaçları bunlar. 

Roma - 2. gün Vatikan, Castel Sant'Angelo, Piazza Navona, Pantheon, Piazza Venezia ve Collesiom

Roma da ilk gün.. 

Aziz Petrus Meydanı -Vatikan

Roma açık hava müzesinden hallice, her yerde tarihi bir doku var, adamlar yememiş içmemiş bunların kıymeti ileride bilinir diye yapmışlarda yapmışlar. Başınızı nereye çevirseniz tarihle yüz yüzesiniz. Uçaktan şehir merkezine kadar olan yolda boşuna söylenmişim. Şehir güzel ama bir de o curcuna ve tantanası olmasa.. İtalyanlar Türklerden sonra gördüğüm en rahat insanlar. Geçenlerde bir gazete haberinde elinde sigara, diğer elinde kahve ve cep telefonu ile konuşan bir otobüs şoförü resmi vardı, eşim 'kesin İtalyan' dediğinde 'yok artık' demiştim ama İtalyandı işte :) Roma'ya gidince üstüne bir de yaka bağır açık ayağında da şort ile belediye otobüslerini kullandıklarını görünce gülmekten alamadım kendimi :)

Harley Davidson 110. yıl etkinliği - Roma

Şansımı seveyimmm :)

Harley Davidson'un 110. yıl etkinliklerinde Roma'daydım..

Ben susuyorum, Avrupa'nın dört bir yanından gelen Harley'ler konuşsun.. 

Roma 1.gün - Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Monti Kilisesi vePopolo Meydanı

10 gün boyunca o ülke senin bu ülke benim koşuşturduğumuz için biraz yorulduğumuz ama çok eğlendiğimiz bir tatil oldu. Yat,dinlen,güneşlen tatilinin yerine Avrupa'nın en güzel mevsiminde gez, gör tatili için mükemmel bir zaman diyordum, sıcaktan bunalmadan soğuktan donmadan diye düşünüyordum ki Roma'nın sıcağı bizi bizden aldı :) Hava durumlarından 25 derecelerde olduğunu takip ettiğimiz şehir bize ufak bir sürpriz yaptı.. Yapmaz olaydı :) 3 gün boyunca İtalya güneşi altında kavrulduk. 

Her zaman İstanbul'dan başlayan yolculuklarımız bu sefer Abu dhabi'den başlıyor. Sanki Türkiye'den yola çıkmışız Roma burnumuzun dibi gibi bir psikolojideyken 6,30 saatlik bir uçak yoluğununda buluyorum kendimi, nee 6,30 saat miii.. Uçuşumuz da bize eşlik eden Brad Pitt , Jonny Depp görünümlü hostlara selamlarımı (italyan erkekleri konusuna ayrıca değinicem :)), sabah'ın 7,30 unda welcome drinkini şampanya ile yapan Alitalia Airlines'a buradan sevgilerimi gönderiyorum.

limonata aşkına

Sıcak yaz gününe en çok ne yakışır? Benim cevabım limonata, sizinki de aynıysa doğru mutfağa :))

Malzemeler;
5-6 limon

2 litre su

1,5 su bardağı şeker

Nane

İsteğe göre çilek, kivi ve soda

3 limonu beyaz kabukları gelmeyecek şekilde rendeleyip, 1 su bardağı şekere ekleyin. Tüm  limonların suyunu ilave edip şeker eriyene kadar karıştırın. 2 lt. suyu ilave edip içine bir kaç tane çilek veya kivi atarak soğuması için dolaba kaldırın. Bol nane ve kırılmış buz ile servis edin. Tercihe göre su 1,5 lt. kullanılarak servis sırasında soda da eklenebilir.

Arap isimleri

Arapça zor bir dil, okuması zor, yazması zor, latin alfabesine çevrilmesi çok daha zor :)
İngiliz etkisi altında olan Birleşik Arap Emirlikleri'nde arapça yazılan her isim resmi kurumlarda çalışanların hayal gücüne göre şekillenmiş durumda..
BAE'nde isimler türlü türlü..
Mesela Mahmut diye okunan bir isim; Mahmood diye yazılır, Mahmoud, Mahmud, Mahmoad, Mahhmod , Maahmod, Mahmuot diye de yazılabilir.
Veya Muhammed diye okunur, Muhhammad diye yazılır, Muouhhammed, Muhhaumad diye yazılabilir :)
Mesela daha bugün 40 yıllık Aşık oldu bize Ashique :))

movies in color

Renkler, duygularımıza yön veren ışık yansımaları.. 

Her rengin bir duygu karşılığı var şu hayatta..

Sıcak renkler, soğuk renkler,  parlak renkler, nötr renkler, sessizlik renkleri,
aşkın rengi, tutkunun, kahkahanın, acının ve hüznün rengi..

Görmesini bilene hepsi  hayatın renkleri.. 

İşte bunlar da filmlerin renkleri.. 

beklenen yaz..

Bugün hava 47 derece..

Beklenen yazın bu yıl geç kaldığı söylenirken son günlerde kendisini hissettirmeye başladı. Çalışma saatleri değişti, sokaklar sakin, havuz bile bomboş. Dışarıya çıktığınız an yüzünüze bir alev çarpıyor. Henüz nem %40 olduğu için dışarıda hala nefes alınabiliyor. Bunun sadece bir başlangıç olduğu 60 dereceleri göreceğimiz söyleniyor.

Burada her şey tersine. Kışın dışarının soğuğunda iceriden buhar yapan camlarımız burada havanın sıcaklığından dolayı dışarıdan buharlanıyor..

Araç Satın Alma-Kiralama Taktikleri / Abu Dhabi

Şimdi siz araç satın almanın da taktiği mi olurmuş canım diye düşünüp gülebilirsiniz, araba bakmaya başladığımızda ben de aynısını yapmıştım :)

Öncelikle araç bakmaya başladığınızda ilk yapmanız gereken sabırlı olmak. Eğer sıfır bir araç almayacaksanız epeyce dolaşıp bir çok araca göz atmanız gerektiği anlamına geliyor bu. İkinci yapmanız gereken araçlardaki küçük kapı çarpık ve eziklerine takılmamak. En lüks jiplerde bile kapılar bir gelenek haline gelmişcesine çarpıklarla dolu. Burada kapı vurukları pek önemsenmiyor.

Türkiye'deki araba fiyatlarının 3'te 2'sine ve bazen de neredeyse yarısına araç bulabiliyorsunuz. Aman da ne kadar ucuz bu fiyata tekrar nereden bulurum diye atlamadan satıcının götüreceği servise değil de kendi belirlediğiniz bir servise götürüp aracı mutlaka kontrol ettirin. Mümkünse daha çok hintli ve bangledeşlilerin araçlarına bakın. Lokal halk çok zengin olduğu için para çok yenisini alırız mantığı ile araçları hoyratça kullanıyor. Hizmet sektöründe çalışan uzak doğulular ise parayı zor kazandıkları için malları çok kıymetli. Araçlarını son derece titiz ve temiz kullanmışlar. Sadece koku konusunda biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz, o da bir kaç günlük havalandırmadan sonra normalleşiyor. (komik gelebilir ama yedikleri baharatlardan kaynaklanan hintli kokusu diye bir koku var gerçekten)

Selam koca ayaklar!

Sloganları 'hayalinizdeki ayakkabıyı bulamayıp benzeriyle yetinmek yerine kendiniz tasarlayın' olsa da ben büyük ayaklar için kurtarıcı olarak gördüm toppuk'u :) Ve hemen paylaşmak istiyorum..

Kendimi bildim bileli ayakkabı konusunda sıkıntı yaşarım. Selvi boyum ile 41 numara ayaklara sahip olunca ayakkabı alması bana hep sıkıntı, hep eziyet oldu. Günlük hayatımı spor tarzında rahat ayakkabılarla, bugüne kadar ki iş hayatımı babet ile geçiştirdim, topuklu ve şık ayakkabıları zor buldum içime sindiremedim :( Yeri geliyor şık olmak şıkıdık olmak gerekiyor..

Fairmont - Bab Al Bahr da Sahur

Abu Dhabi de şıklık yarışına girmiş mekanlardan birisine göz atmak isterseniz Fairmont Bab Al Bahr güzel bir seçenek. Gerçi hepsi birbirinden şık otellerden birisi sadece :) Burada ciddi bir şıklık sunumu var ve biz de keşfetme niyetindeyiz. Mekanlar ciddi bir emek ve bütçe harcanarak birbiri ile yarışır haldeler. Ferah, boğmayan, bunaltmayan iç mekanlar, cennetten bir köşe gibi süslenmiş bahçeler, havuz kenarları.. Sınırsız seçenek, hizmet ve sunum..

Şeyh Zayed Cami

Aylardan Ramazan olunca ben de Abu Dhabi'nin en büyük camisini paylaşmak istedim. Şeyh Zayed Cami BAE'nin kurucusu ve eski devlet başkanı Şeyh Bin Sultan El Nahyan ın isteği ile yapımına başlanmıştır ve şehrin simgesi olarak kabul edilmektedir. Abu Dhabi'nin en büyük, dünyanın ise 8. en büyük camisidir. 

Şeyh Zayed Camisinin tasarım ve inşaatında İtalya, Almanya,Pakistan, Hindistan, Türkiye, Malezya, İran,İngiltere ve Birleşik Arap de dahil olmak üzere bir çok ülkenin katkısı olmuş, 3000'den fazla işçi ile 38 dünyaca ünlü müteahhit çalışmıştır.  

Ramadan Kareem

Birleşik Arap Emirlikleri'nde Ramazan nasıl geçer diye merak edenler için gelsin bu post :)

Buradaki Arapları seviyorum, temizler, paklar, mütevaziler, anlayışlılar ve hoşgörülüler.

Hoşgörülü olmadıklarını kibarca dile getirdikleri ve saygı bekledikleri bir kaç durum var. Bunların ise ön özeli Ramazan ayı. 

Dün şehre geldiğimde şaşırıp kaldım. Caddeler sanki yeni yıl için hazırlanmış gibi ışıklar içindeydi. Avm'lerdeki bütün mağazaların camları 'Ramadan Kareem' yazıları ile süslenmişti. Oturduğumuz sitede daha çok expatlar olduğu için ramazan kuralları duyurulmuştu. Havuza girmek serbest ama dışarıda yer içersen yanarsın :) Tabi kibarcası. Eşimin duyumlarına ve yakın çevremizden aldığımın bilgilere göre de sokakta herhangi bir şeyler yendiğinde polis tarafından görülürse hapis cezası varmış. Malesef şaka yapmıyorum.

Haziran Umood'u

Haziran sonu.. Yılın yarısı bitmiş farkında değildim ki bir anda kendime geldim. Bu ay bol bol gezip elektronik ortamlara erişimim pek sınırlı olunca haliyle yeni post falan hazırlayamadım. Şu an hala bilgisayarımdan uzak olduğum için bunu da cep telefonundan yapıyorum. Eksiği kusuru varsa affola..

Haziran ülkeden ülkeye koştuğum, adete sabah uyandığımda hangi ülkedeyim dediğim, gece rüyalarımda uçaklar kaçırdığım bir ay oldu.. Haziranın son haftası ise Türkiye'ye dönüp İstanbulda biraz soluklanduktan sonra attık kendimizi Kastamonu'ya.. Pirinci ve sineği ile meşhur şehirde 2 gece kalıp ver elini Samsun dedik.. Bütün ay 25 saatin üzerinde uçtuktan sonra Kastamonu-Samsun arasını 3 saatte kara yolu ile gitmek oldukça virajlı oldu :))

Viyana

Yeniden Viyana'ya gitme heyecanları sarınca dört bir yanımı acaba bir önceki gezimi neden yazmadım diye düşünüp başladım yazmaya :) Osmanlı Viyana'yı 2 defa kuşatmış ee ben de ikinci defa Viyana kapılarına dayanmasam olmaz değil mi :) 

Aradan neredeyse bir yıl geçmiş, neden bu kadar ihmal ettiysem. Blog yazma uğraşım zaten çok yeni ama  kendime aldığım notlar bile yok ortada. Sanırım kardeşimin Viyana'da okumasının ve nasıl olsa bir daha giderim düşüncesiyle saçma bir şekilde dağıtıp ihmal etmişim..